Ana içeriğe geç

Farklılıkları Konuşmak: Çocuğunuzla Ön Yargılardan Nasıl Bahsedilir?

Sena Akgüller
Sena Akgüller

Öğrenci

31 Ağustos 2025
Farklılıkları Konuşmak: Çocuğunuzla Ön Yargılardan Nasıl Bahsedilir?

Her çocuk doğumundan itibaren iletişime açıktır. Çocuklarımızla açık, dürüst bir iletişim kurmak da onların dünyayı tanımalarına ve anlamlandırmalarına neden olur.

Ön yargılar doğuştan mı gelir, sonradan mı öğrenilir?

Yapılan araştırmalar ön yargıların doğuştan gelen bir durum değil, sonradan edinilen - öğrenilen bir edinim olduğunu göstermektedir. Çocuk büyüdükçe çevresinin bakış açısına adapte olur; çocuğun kullandığı kelimeler, yargıladığı olaylar, görüp taklit ettiği ebeveynlerin bakış açılarını yansıtır aslında bizlere. Buna kanıttır ki insan beyni özellikle çocukluk döneminde yakın çevresinden aldığı izlenimlere açıktır. Çocuğun büyüme sürecinde farklılıklara dair tutumları, sosyal çevresinden görüp işittikleriyle orantılıdır. Bilinmelidir ki merak doğaldır ancak yargı öğrenilir.

Ön yargıda “Neden?” sorusunun önemi ve merakın ön yargıya karşı gücü

Çocuk keşfetmeyi, merak etmeyi ve öğrenmeyi sever. Çocuğun en çok sorduğu sorulardan biri ise “Neden?” sorusudur. Neden tekerlekli sandalyede? Neden farklı konuşuyor? Neden bizim gibi değil?.. Soruları artarak gider ve cevaptan memnun olana kadar sormaya devam eder. Soru geçiştirildiğinde ise çocuk o cevabı kendisi varsayımlarıyla bulur. Cevap bulabilmiş her “neden” sorusu ön yargının önünde bir panzehirdir.

Çocuğu susturmak ön yargıyı önler mi?

Bakım verenden gelen her Şşt! Sus! Ayıp! tepkisi çocuk için bir utanma sebebi olabilmektedir. Karşıdan gelen bu davranış kalıbı ise çocuğa şunu öğretir: “Bu konu çok ayıp, utanç verici, konuşulmaz.” Bastırılan ve göz ardı edilen her soru çocuğun ön yargısını oluşturacak tohumlardır. Bu nedenle çocuğu susturmadan anlayışla, sabırla cevaplar verilmelidir. “İyi ki sordun. İnsanların her biri birbirinden farklıdır ve beraber bu farklılıkların ne kadar doğal olduğunu konuşabiliriz.” Gibi kalıplar bastırılmış soruların ve ön yargıların önüne geçebilmektedir.

Cevapsız sorular çocukların sorularını bitirir mi?

Çocuk hayatı tanımayı, anlamlandırmayı ister ve tüm bu dönemi merakla sorduğu “Nasıl?” sorusuyla geçer. Bu nedenle çocuk için öğrenmenin kapısı, yönelttiği sorulara aldığı yanıtlarla aralanır. Cevapsız kalan sorular çocuğun merakını söndürmekten çok, onu başka kaynaklardan cevap aramaya yönlendirir. Yanıtsız kalan her soru çocuk için boş ve anlamsız bir kutudur. Bu boşluğu ise çoğu zaman arkadaş çevresi, sosyal medya ya da çevreden edinilen eksik ve ön yargılı bilgiler doldurur. İşte ön yargı kavramı da tam olarak burada karşımıza çıkar. Bu nedenle çocuğun “Nasıl?” sorularına doğru ve anlaşılır bir dille yaklaşmak, onda hem öğrenme isteğini hem de empati duygusunu geliştirmek açısından kritik bir önem taşır.

Etiket kullanmadan doğru kelimelerle anlaşmak

Sorulara cevap vermek kadar açıklama yaparken kullandığımız dilin de önemi çok büyüktür. Yargılayıcı tutumlar yerine çocukta olumlu algı geliştirecek kalıpların tercih edilmesi ön yargıların önüne geçmeye yardımcı olacaktır. Örneğin: - İnsanlar birbirlerinden farklı görünebilir, farklı konuşabilir… Bu, onları insan yapan özelliklerinin, kimliklerinin birer parçasıdır. Bilinmelidir ki etiket kullanmadan açıklama yapmak ve doğru kelimeler seçerek iletişim kurmak yargılarımızı önleyebilir.

Empati duygusunu küçük yaşta öğretmenin önemi

Empati, ön yargıları aşmanın en güçlü yolu olarak bilinir. Çocuklara öğretilmesi gereken empati becerisi; başkalarının duygularını anlama ve kendini bir başkasının yerine koyabilme becerisidir. Çocuğa aşılanan bu beceri onun daha olumlu düşünmesine ve ön yargılarından uzaklaşmasına yardımcı olur.

Uygun davranışlar göstererek rol model olmak

Çocukların en etkili öğrenme şekli rol model alarak, görerek ve gözlemleyerek öğrenmedir. Bu sebeple kendi hayatınızda da bakış açılarınızı değiştirmeniz önem taşımaktadır. Farklılıklara hoşgörülü, açık fikirli ve en önemlisi saygılı yaklaşmak oldukça mühimdir. Çünkü bakım verenin davranışı, çocuğun dünyayı algılama şeklinde büyük bir etki yaratmaktadır. Bakım veren bu tutumu benimsediğinde çocukta da “Farklılık kötüdür.” algısı yerine “Farklılık çok normal ve doğaldır.” algısının gelişmesi mümkün hâle gelecektir. Sonuç olarak iletişim en temel beceridir. Çünkü ön yargı sessizlikte büyür, konuşuldukça küçülür ve yok olur. Bizlerin çocuklara bırakacağı en değerli miras; anlayış, birlik ve merak duygusudur. Nice her farklılığı zenginlik gören ön yargısız kalplere…